canım egem, bu ay senin hayatında yeni başlangıçların ayı oldu. uzun zamandır yelken ile ilgili bir sürü hayalin vardı. dilinden düşmüyordu. biraz araştırınca 10 günlük hızlandırılmış bir kurs bulduk. bir hafta ben bir hafta da baban izin aldık seni kursa götürüp getirdik.  o kadar güzel bir ortamdı ki… senin de çok hoşuna gitti. kışın da yelkene devam etmeye karar verdin. şu fotografa şu yakışıklılığa bakar mısın : )) maşallah 🙂     ahmet hoca tanışmak için hepinizi topladı ilk gün. herkese ismini ve neden burada olduğunu sordu. herkesin cevabı standarttı. annem istediği için buradayım, babam böyle bir kurs olduğunu söyledi ve beni getirdi diye. sana sıra geldi ve sen de dedin ki; benim bir hayalim var, bir ada da yaşayacağım ve adama yelkenlim ile gidip geleceğim. o kadar hoşuma gitti ki böyle cevap vermen. ahmet hocanın da hoşuna gitti.   10 günün sonunda sertifika aldınız. Ahmet hocamız çok iyi bir öğretici. kendisine çok ısındık.  bir hafta sonu yelken yarışları trilyedeydi. istanbuldan büyük büyük yelkenliler geldiler. itiraf edeyim senden çok heyecanlandım : )) bir gün seni de onların arasında görmeyi çok isterim yavrum.  araç üstü çadırımızla deniz kampı yapamamıştık. dikiliye gitmeye karar verdik.    ilk gün tekne turu ile başladık. orada gelip bana şöyle demiştin; anne deniz benim arkadaşım… gezi boyunca teknenin en ucundaydın… hatta bir ara yunus bile gördük : )bademlide güzel bir koy bulduk, karavanlarla birlikte kaldık gece. ne kadar güzel bir deneyimdi…  sabah yatakta gözümü denize açmak gibisi yokmuş. ve deniz kenarında böyle bir kahvaltı inanılmaz güzeldi… deniz minarelerinin içindeki yengeçleri izledik seninle.  dikiliden dönüşte bergamaya uğradık. sıcak bir gündü ve baban çekim için gezerken biz seninle gölgelik alan kovaladık : ))  bakmalara doyamıyorum sana. o kadar sevimlisin ki, her halinin fotografını çekip hatıra saklamak istiyorum.  esin teyzenler geldi yine tatil dönüşü bursaya. birlikte gölyazıda kahvaltı yaptık hasret giderdik.  bütün yıl mavi kapak topladık. barınak bu kapakları verip köpeciklere mama alıyormuş. bu ay bir gün de oraya gidip hem yalnız köpecikleri sevdik hem de kapakları teslim ettik. melike ablanla bir akşam buluşması… dünyamı aydınlatan çocuk…  30 ağustosta uçurtma şenliğindeydik. yani ben çalıştım tabi de siz de beni yalnız bırakmadınız. aşırı sıcak ve kalabalık yüzünden yine sıkıldın. uçurtma uçurtmak çok da  umrunda değildi açıkçası :))bir ay da böyle geçti gitti hayatımızdan.

seninle ve çok güzel…

canım Ege’m, günler öncesinden hazırladığın anneler günü yazını ve resmini vererek başladın güne. benden çok heyecanlanıyorsun ya çok tatlı oluyorsun. iyi ki doğurmuşum seni de anne olmuşum. bu hayatımın başka bir boyutu. bu boyutun en güzel yanı senin gibi bir çocuğumun olması. seni çok seviyorum yavrum. x1000 demen de bana o çiçekleri vermiş kadar oldun yani : ))  podyumparkta seninle anneler gününde çılgınlar gibi eğlendik 😛 ha bu arada günün öneminden ötürü özenli giyinmen beni çok mutlu etti. genel gösterinizin yanı sıra bu ay ingilizce gösteri de yaptınız. öğretmenin seni sunucu olarak seçmiş. o kadar güzel ingilizce sunum yaptın ki gururlandık.sadece sunum yapmadın aynı zamanda hansel ve gratel oyununu da oynadınız ingilizce. bu konulara çok yatkınsın yavrucum. sahnede çok rahatsın. kameralara da sayemizde alışkınsın. daha ne olsun. belli mi olur ilerde bunu kullanırsın belki. tüm 2.sınıflar olarak bizim bir çocuk oyunumuza geldiniz. Seyyah isimli oyuna bayıldınız.  oyuncu abilerinle de güzel bir hatıra oldu bu fotograf. akşam bana dedin ki anne sen sahneye fotograf çekmeye çıkmıştın ya, işte o zaman pırıl pırıl parlıyordun. allahım ne tatlı çocuksun. gözlerim doldu. ağladım. nasıl bir çocuk doğurmuşum ben.birlikte piknikleri seviyoruz. ve mümkün olduğunca su kenarını tercih ediyoruz. sadece sen değil ben de o kadar çok hoşlanıyorum ki su sesinden. huzur veriyor bana, sana da oyun alanı oluyor 🙂 bu sene ki modamız kırık kollar alçılar vs… sınıfında kolu kırılan ayağı kırılan arkadaşlarını görüyorsun ya sen de özendin onlara. en ufak bir burkulma bile olsa anne saralım, kırıldı mı acaba çok ağrıyor felan : )) tabi iki dakika sonra unutup normal hayatına dönüyorsun ama çok komik oluyor farkında değilsin.  yine bir gün bileğini acıttın bahçede parende atarken. o kadar yapma diyoruz ama yok.. neyse bu sefer ciddiye almış gibi yaptık evdeki sargı bezi ile sardık. gece uyurken çıkaralım annecim sonra kolun ince kalır dedim de öyle ikna oldun çıkardık. sabah okula gitmeden yine sardık. sen okula gidince öğretmenine yazdım : )) tamam dedi ben onu nazlarım dedi : )) sınıftan bir arkadaşın da göremiyorum diyormuş tahtayı. bir süre öyle demiş ailesi göz doktoruna götürmüş. gözleri normal. ailesi ona numarasız gözlük almış ve şimdi çok net görüyormuş her şeyi : )) öğretnenin de diyor bu çocuklar neden bu kadar özeniyorlar bunlara  🙂 neden olacak ilgi odağı olmayı seviyorsunuz. bir hafta sonu da nagehan teyzen ve tuna ile pikniğe gittik. yine su başı yine bol eğlence.ve mayıs ayı da böyleydi. çok seviyoruz seni yavrumuz.30

canım ege’m benden çok heyecanlanmana bayılıyorum doğumgünümde. o kadar özeniyorsun ki… gidip özel olarak giyinmen,saçını taraman… sen benim canımın içisin.  bundan güzel hediye olabilir mi. kendi saçını da uzun çizmişsin beni de mini etekli yapmışsın : ))uzun bacaklarım ve narin vücudum için teşekkür ederim. : ))) seni o kadar çok seviyorum evlat.eskikaraağaç köyüne gittik. belki üç beş leylek görürüz diye ama yok numunelik 1 tane görebildik : )) ama köy çok güzeldi. hava da güzel olunca keyfimize diyecek yoktu. birlikte kahve içerken… ve bir piknik gününden yakışıklı yüzün : ) hiç belli olmuyor ne yaptığın : )) baban arkadaşları ile akşam yemeğe gidince biz de seninle anne oğul yemeğe gittik okuldan sonra. canımın içi egem. seninle vakit o kadar güzel geçiyor ki…

canımın içi yavrum, aylardır bu gösteri için çalışıyordunuz. sonunda o gün geldi çattı. nasıl güzel bir gündü, nasıl da güzel oynadın rolünü. artık eskisi gibi alkıştan ve yüksek sesten korkmuyorsun. ve bizim için de daha eğlenceli ve duygusal geçiyor artık gösterilerin. dede rolündeydin burada. o eski dilde kelimeleri ne de güzel ezberledin. bravo sana yavrum. bütün aile yanındaydık o gün. herkes duygulanmış ağlamış 🙂gösterinin konusu yaşlılara saygı haftasıydı. onun için sizden büyüklerimize ait eşyalar istemişlerdi sergi için. annanenin ayakkabısı ve yine annanenin işlediği mendil ile birlikte babaannenden gelen şal ve patiği sergiledik biz de.bu seferki kardanadamımız ne kadar da sevimli olmuş : )) porselano cafeye götürmek istiyordum seni. gerçekten çok ilham verici bir ortamı var. benim de bir cafem olsaydı eminim böyle bir mekan olurdu. sen de çok sevdin ve hayran kaldın.  nice beraber keşiflere oğlum…

seni çok seviyoruz

veee sonunda biz de corona olduk. ilk senin ateşlenmenle başladı. sonra ben sonra annanen ve son olarak baban hepimiz corona olduk. baban hiç birşey hissetmezken ben biraz rahatsızlandım ama annanen baya ağır atlattı hastalığı. şükür atlattık ya…ve annanenin bir sergisi daha gerçekleşti. güneşi gördük diye dışarı çıktık ama donduk. : )) 

canımın içi oğlum, bu ay böyle hastalıkla geçti. olsun yine de mutluyuz huzurluyuz ya, gerisi önemli değil.

seni çok seviyoruz yavruş : ))