egem, sen nasıl bişeysin yaaaaa :)) senin bu espiri anlayışına bayılıyorum oğlum yaaa…. bir gün tutamicam kendimi seni KIT! diye kıtlicam, ısırcam çok fena 😀
bayılıyorum sana 😀
egem,
bu haftasonumuzu ankarada esin teyzenlerle birlikte geçirdik. nasıl güzel bir hafta sonuydu anlatamam.senin ne kadar sevgi dolu bir yüreğin olduğunu bir kez daha görmüş olmak beni nasıl da mutlu etti bir bilsen oğlum.
gidip gelip ada bebeği başından öptün. sevdin… sevgi dolu yaklaştın ve öptükten sonra çok sevindin. ama inanılmaz bişey ada bebeğe hiç dokunmuyordun. uzanıp nereyi de öpeceğini de biliyordun. yanağından değil başından… harika bir çocuksun sen bitanem 🙂 nasıl duygulandım seni öyle görünce… :,)
ankaraya gidip de atamızı ziyaret etmeden olur muydu… seninle birlikte orada olmak çok daha güzel ve özeldi.
derin ablanla da çok güzel anlaştınız. evde seni çok güzel oyaladı derin ablan. zaten kendinden büyük ablalarla oynamayı çok seviyorsun 🙂
biraz geçiktiğimiz için anıtkabirin her yerini dolaşamadık malesef 🙁 bir daha gitmek için bize bir vesile oldu bu. inşallah bir daha ki sefere daha erken gidip daha kapsamlı gezeriz…
esin teyzen ve emre amcanla derin ablanı baleye bırakmak için gittiğimiz alışveriş merkezinde çok tatlı bir süprizle karşılaştık. fastfood katında yerlerde güvercinler dolaşıyordu. ve tabi senin nasıl hoşuna gittiğini söylememe gerek bile yok di mi 🙂 keşke yanımıza yanaşabilselerdi de sevseydin di mi :))
baban esin teyzenlere güzel bir anı kalsın diye onlara film hazırladı. çekimleri çok keyifli geçti. biz onları çekerken sende biraz kestirdin arabanda 🙂
ege bey şık tarzı ile ankaralarda boy gösterirken… 😛
canım oğlum benim, seni çok seviyorum…
çimen ailesi, bizi çok güzel ağırladınız evinizde. her şey için çok teşekkür ederiz. en güzeli neydi biliyor musunuz; oğlumun içindeki sevecenliği görmüş olmak bizim için paha biçilmez bir deneyimdi. güzeldi sizinle olmak. bundan sonra arayı açmamak ümidiyle, canlarım benim 🙂
canımın içi egem,
uzun zamandır üçümüzün el izlerini almak istiyor ama bir türlü fırsat bulamıyordum. ankarada derin ablan sulu boya resim yapmak deyince aklıma hemen bu fikir geldi. babanla başladık…
üzerine benim elimi boyadık…
sonra senin o minnak tosun ellerini boyadık ki boyarken pek ağladın.
kusura bakma oğlum ama bu sefer ağlamana dayandım. çünkü bu bizim için güzel bir anı olacaktı.
tombiş elli oğlum, şimdi bunu güzel bir çerçeve yaptıracağım ve ömrümün sonuna dek saklayacağım 🙂
vesile olanlar sağolsun 😉 fotografları esin teyzen çekmeyi akıl etti. ne iyi oldu. bunun da bir hikayesi oldu kayıtlarımızda…
canım tontiş elli oğlum seni çok seviyoruz. 🙂
canım egem,
16. ayın da bitti. her geçen gün bir şeyler öğreniyorsun. öğrenmeye o kadar açıksın ki. bazen bu durum beni çok korkutuyor. sana yanlış şeyler öğretmekten korkuyorum.
annelik hakikatten zor bir zanaatmış evladım. baba olunca anlarsın :)) bize de öyle söylerlerdi, ama gerçekten anne baba olmadan bazı şeylerin önemini anlayamıyorsun.
elimizde hamur gibisin ve seni yoğurarak öğretiyoruz bu hayatı. bu ay neler yaptık bakalım;
* bu ay daha rahat yürümeye başladın
* çok güzel baba diyorsun 🙂 bazen babiiiii oluyor ama olsun, emziğini çıkarıp baba deyişiin var ki :))
*espiri anlayışın zaten çok kuvvetliydi, bu ay daha da hissettiriyorsun. koltukların ardına saklanıp çıkıp ce-eee yapıyorsun ki bizim gibi farklı yerlerinden çıkıyorsun, bizi şaşırtıyorsun…
*düşünce veya elini kolunu bir yere çarpınca kızıp çarptığın yere vurmayı öğrenmişsin. bunu bir şekilde sana unutturmamız lazım egecim. geçen gece uyandığında sana sarılmak istediğimde bana vurdun ve ben çok üzüldüm bu duruma. sen vurmayı bilmiyordun. vuran kıran bir çocuk olmanı istemiyoruz oğluşum.
* seni kucağıma aldığımda sırtına hafif hafif vururum hep, adetimdir. sevgimin bir göstergesidir. o kadar alışmışsın ki artık sen de bana aynı şeyi yapmaya başladın 🙂 sen omzuma yapıyorsun, pat pat pat 🙂
*sana mantıklı açıklama yaptığım zaman dinliyorsun ve eğer bekle demişsem bekliyorsun. mesela gece uyandığımızda eger ben wc ye gideceksem (çünkü senden ayrı hiç bir şey yapamıyorum, ağlıyorsun) anlatıyorum ve sen bekle hemen geliyorum diyorum. yatağın içinde ufacık bedeninle oturarak ve arada ‘annne!’ diyerek cevabımı bekliyorsun 🙂 çok tatlısın yaaaa…
*aşırı bir annane düşkünlüğün başladı. saat kaç olursa olsun annanene gitmek istiyorsun. sabah 5 te uyanıp annane diyorsun. akşam oluyor annane diyorsun. evinde uyuyor diyorum veya evinde şimdi kahvaltı ediyordur diyorum. alıyorsun cep telefonunu getirip bana veriyorsun ve ‘annaneee alooo’ diyorsun. arıyoruz annaneni konuşuyorsun 🙂 yani daha doğrusu o konuşuyor sen cevap olarak sadece annane diyorsun 🙂
* bana daha bir düşkün oldun. aramızdan su sızmıyor 🙂 kucağımda kalmak istiyorsun hep. her ne kadar belim ağrısa da çok hoşuma gidiyor.seninle temas halinde olmak inanılmaz güzel 🙂
*bu ay el ayak ağız hastalığı bulaştı sana oğluşum. çok kötü olmuştun. ağzının içi aftlarla dolmuş yavrum. ateş ve ellerinde ayaklarında kırmızı döküntüler vardı. kıyamam ya, yürümeyi yeni öğrenmiştin ama yürüyecek hal bulamıyordun. nolur sen hiç hasta olmaaaa… o bitti nezle ve öksürük başladı. ve üzerine menenjit iğneni vurdurduk. inşallah hastane faslını kapatmışızdır bu seneki…
*dişlerini fırçalaman için teşvik etmeye başladım seni. beraber banyoya gidiyoruz. seni kucağıma alıyorum. senin de diş fırçan var bayağı zamandır. onu sana veriyorum ben kendi fırçamı alıyorum. ben dişlerimi fırçalarken çok hoşuna gidiyor. izliyorsun ve elindeki fırçanı ağzına sokuyorsun. yavaş yavaş alışmalısın… akşamları eve gelince yemek yememizi beklemeden beni banyoya götürüyorsun. diş fırçalıyacakmışız :)))
seni çok seviyoruz egem… canım oğlum benim.
egem,
bugün hayvanat bahçesine gittik seninle. müdürü hatice ablan bize çok güzel bir süpriz hazırlamış, lemurların beslenmesine yardımcı olmamızı sağladı sağolsun.
hiç korkmadın, çekinmedin. ilk muzu kendi ağzına atmaya çalıştın ama onları beslediğini farkedince bir daha da yemek istemedin, onlara verdin 🙂 seni böyle hayvan dostlarımızı severken görünce mest oluyorum egecim. inşallah hayat boyu bu böyle gider.
🙂 egeeee kuyruğun çıkmış oğlum seninde :)))
sonra biraz mirketleri izledik, biraz da mecikleri besledik 🙂
yersin diye böyle güzel bir tabak aldık ama bir iki sarma yedin gerisi yok… 🙁 bu ara hastalıklar yüzünden ve diş çıkarıyorsun diye pek iştahın yok. moralimi bozmamaya çalışıyorum. iyileşince elbet düzelecek iştahın da…
seni çok seviyorum benim hayvan sever bebeğim 🙂
canım oğlum,
geçen hafta gece ateşlendin. sonra ara ara ateşin çıktı düştü derken iştahın kapandı birden. hiç bir şey yemiyor, sütü bırak su bile içmiyordun. nasıl bir ağlamak… içim çok kötü oluyordu seni öyle görmek insanın içini acıtıyordu egem.
sonra bir gece artık dayanamadık. doktor ablan da seminerde olduğu için seni başka bir hastanenin aciline götürdük. doktor ağzını açar açmaz durumu anladı. el ayak ağız hastalığı 🙁
ağzının içi aftlarla doluymuş bebeğim benim. bizim bir tane çıktığında nasıl mahfediyor koskoca insanı. kaldı ki senin ağzının içinde doluymuş 🙁 nolur sana bişey olmasın evladım. kıyamıyorum… o küçücük bedeninle bunlara nasıl katlanıyorsun 🙁
ilaçlar, şuruplar… bir de bu yetmezmiş gibi diş de çıkardığın için acıların 2 ye katlanıyor…
4-5 günde iğleşti çok şükür hastalığın. ona sevinirken burnun tıkandı, nezle oldun. bide geceleri öksürüğün var ki… neyse ki doktor serpil ablan işe başladı da biz de güvendiğimiz ellerde daha rahat ettik. hala çıkmak üzere kabarmış 3 köpek dişin daha var. iştahın desen kuş kadar. inşallah bu günler de geçecek canımın içi oğluşum…
seni çok seviyoruz oğlum.
yavruşum, egem,
bugün babanın doğumgünü. geçen sene bugün senin bizimle olduğunu öğrenmemize 5 gün vardı. yine de karnımda bizimle birlikteymişsin 🙂
baban benim en iyi arkadaşım, dostum. huzur bulduğum omzum, eksik yanım, sol yanımdı. son birbuçuk senedir de dünyanın en iyi babası olduğunu gördüğüm hayat arkadaşım. beraber vakit geçirdiğimizde sen de onunla çok eğleniyorsun. ve eminim hayatın boyunca da babandan çok güzel ve faydalı şeyler öğreneceksin. iyi ki baban bizim yanımızda. iyi ki ben onunla evlenmişim. iyi ki doğmuş canım baban 🙂
akşam evde ona süpriz parti yaptık seninle 🙂 beraber pasta kestik.
sonra babaannene gittik yemeğe ve onlarda babana pasta almışlar süpriz yapmışlar. bir de orada pasta kestik 🙂
nice güzel anılarla dolu yaşları olsun babanın. hep beraber inşallah egecim.
annen ve baban seni çok seviyor oğlum benim…
Egem,
daha bir kaç hafta öncesine kadar bu oyun parkında emekleyerek oynuyordun. hatta daha da öncesinde top havuzuna bile girmeye korkuyorken şimdi topların içine atlamaya başladın bile.
bugün furkan amcan ve hatice teyzenlerle buluştuk beğendikte. e tabi bebeler durmayınca bizde beren ablan ve eymen kardeşinle sizi oyun parkına soktuk…
artık orayı çok seviyorsun ve beğendik’e her gittiğimizde oyun parkına girmek için can atıyorsun 🙂 büyüyorsun be oğlum :))
seni çok ama çok seviyorum pırlantam…
egem,
şöyle rahat rahat ve uzun uzun ilk defa ikeada yürüyüşünü kaydettik. benim minik pıtırcığım artık kendi kendine ne de rahat yürüyor. hep bu günlerin hayalini kuruyorduk oğluşum. herkes sen yürüyünce hayatın daha da zorlaşacağını söylüyor ama biz aynı fikirde değiliz bebeğim. sen ne kadar rahat yürürsen hep beraber daha rahat gezebileceğimize inanıyoruz.
geri geri sürünüyorsun diye sevinmiştik, sonra emeklediğine sevindik. şimdiyse ne tatlı adımlar atıyorsun diye çok mutluyuz. koşup, hoplayıp, zıpladığın günler de gelecek inşallah bitanem.
seni çok seviyoruz oğluşum… 🙂
canım oğlum,
29 ekim tatilinin uzatılması bize yaradı 🙂 4 koca gün birlikte geçirdik. yine bol bol gezdik beraber. 29 ekimi gölyazıda kutladık. sen her zamanki gibi sevimli dostlarımızla haşır neşir oldun bolca. bol bol yürüdün…
hamak satan amcaya konu mankenliği yaptın. gelen geçen illa tezgahın başında durup bi baktı 🙂 artık ürünlere mi sana mı baktılar söylememe gerek yok sanırım :))) hamaktan inmek istemedin. uykun da vardı hani… az daha sallasam sanırım o soğukta uyuyacaktın :))
güzel bir gündü… eve dönerken arabada verdiğin poz ise akıllarımızda yer etmedi desem yeridir. o nasıl bir şöför amca pozudur oğlum yaaa :)))
seni çok seviyorum canım oğlum benim.