geçen gün sana bir şaka yapmak geldi aklıma. daha düşünürken bile çok güldüm kendi kendime. sonra babanla çok güldük.
süpriz yumurta hastalığını bilmeyen yok artık. her akşam eve geldiğimizde bizden hemen la mınına istiyorsun. la mınına= süpriz yumurta 🙂
akşam gerçek yumurta haşladım. kabuklarını soydum ve kinder süpriz yumurtanın kağıdına sardım. yine mınına isteyince onu verdim sana. hevesle gittin koltuğa oturdun keyifli keyifli. bir açtın ki içinden gerçek yumurta çıkınca hiç de komik bulmadın bu şakamızı. ağlamaya başladın :))))
her ay, her hafta yeni gelişmelerini görüyoruz. büyüyorsun. dilin de çözülmeye başladı. kelimelerin daha anlaşılır şimdilerde.
hareketlerin de farklılaşıyor doğal olarak. daha dengeli daha atiksin. zıplamaya bayılıyorsun. gün geçtikçe daha yükseklerden, daha aralıklı mesafelerden atlayabiliryorsun.
daha az sinirleniyorsun. daha çok keyifli vakit geçiriyoruz. yaz tatilimizin buna katkısı olduğunu düşünüyorum. beraber çok eğlenmiştik. şimdilerde hafta sonlarını 4 gözle beklediğini biliyorum.
seninle vakit geçirdikçe biz de neler yapabildiğine şahit oluyoruz. mesela bu spor aletlerini sevdiğini ve yapabildiğini bilmiyorduk. çok keyif alıyormuşsun bunlardan 🙂
bu kot tulumuna bitiyorum. yeni aldık sana ve çok istediğim çok araştırdığım bir şeydi. sonunda muradıma erdim ve tam da tahmin ettiğim gibi sana öylesine yakıştı ki oğlum.
canım bitanem, bir ay daha geride kaldı. seninle hayat çok güzel. seni çok seviyoruz egem.
egem, bu ay neler yapmışız tarihe bir not düşelim. arda arkadaşının ve ahmet abinin doğum günleri geldi yine. yine hep beraberdik.
bu sene kendi doğum gününden de hazırlıklıydın mum üflemeye. hatta o kadar seviyorsun ki evde arada mum çıkarttırıyorsun bize, yakıyoruz sen de üflüyorsun 🙂
ada arkadaşın ve derin ablanlar geldiler bize. beraber çok güzel vakit geçirdik.
kahvaltı pikniği yaptık beraber 🙂
dereye taş attınız…
derin ablan ağaçlara tırmandı. biz esin ablanla çalı çırpı topladık oradan. eve getirdim yine bişeyler düşünüyorum bakalım…
beraber fotografınız olsun istedik. sanırım sen benden ayrılmak istemedin :)))
ya seni çok seviyorum egecim yaaaaa :))
sulu boya aldık sana. ilk denemelerini yaptın.
inşallah annanenden sana resim yeteneği geçmiştir 🙂
ben küçükken alıç alırdı annem, böyle boynuma asar yerdim. çok da severdim. çarşıda görünce sana da aldım. sen de sevdin herhalde ki baya yedin 🙂
sonra kurban bayramı geldi. bayram sabahı klasiği babaannende kahvaltı yaptık.
ve annane ziyareti… süpriz yumurta hastalığın başladı uzun zamandır. la mınına diyorsun süpriz yumurtaya 🙂
ve eymen arkadaşınla ablası beren abla ziyaretimiz..
ay didiiiiii ay didiiiiiii çok seviyorsun ay dedeyi. her akşam bi pencereden bakıp ay didiiiii diyorsun. hatta onu göremeyince ay didiiiii lel diyorsun. gelecekmiş ay dede :)) hadi ay dede ile fotografını çekelim deyince nasıl da durdun. yoksa hayatta durmazdın öyle :))
o akşam kumladan dönüyorduk. baban çekim yaparken bir selfie yaptık.
bayram tatilinde bir gün de oylata gittik.
başka bir gün de kültür parktaki luna parka gittik. babanla trene bindiniz. hep beraber de dönme dolaba bindik ama daha ilk turda durdurup indik. sanırım çok kalabalık ve gürültülü geldi ortam. hoşlanmadın…
bir gün de filiz teyzelere kahvaltıya gittik beraber.
işte böyle bir ay geçti yavrucağım. nice güzel anılarla dolu ayların olsun…
egem ilk traşını bugün oldun. nasıl olacak, o koltukta seni nasıl tutacağız derken kuzu kuzu oturdun koltukta.
kuaföre giderken yanımda süpriz yumurta götürdüm. sanki kuaför amca sana almış gibi yaptım ve verdim. çok mutlu oldun benim saf yürekli tatlı oğlum. arada seni böyle kandırıyorum, lütfen bana darılma olur mu 🙂
sonucun bu kadar güzel olabileceğini tahmin edemiyordum egem. çok yakıştı yeni saçların sana. bayıldım, bayıldılar, bayıldık :)))
bu sene muhteşem bir tatil yaptık beraber. bunda esin teyzenlerin de bizimle olmasının da payı vardı tabi. çünkü derin ablan ve ada ile çok eğlendin.
böylesine güzel bir doğa içerisinde ve sadece bize ait bir koyda, datçadaydık bu yaz. adını da yazayım belki yıllar sonra gitmek istersin. perili bay resort otel, kesinlikle tavsiye ediyorum 🙂
datçaya gitmeden önce yolumuzun üzerinde olan efes antik kentine uğradık.
antk kentin girişinde hayran olduğun makinayı görünce dayanamadın indin arabandan ve yanına gidip hayran hayran inceledin. bide güzel poz verdin ki önünde 😀
yazın seni oyalamak kolay oluyor. bu dondurma ile neredeyse tüm efesi rahat rahat gezdik :))
dondurmadan sonra saldık seni antik kalıntıların arasına. gönlünce gezdin ve çok sevdiğin kumlarla oynadın baya.
sonrasında otelde arkadaşlarımızla buluştuk. deniz bir harikaydı.
bayıldın bayıldın denizde yüzmeye. bir güzel de atıyorsun ki kendini sığ suya… sanırım artık hazırsın yüzmeye. bu kış bir yüzme kursu bulayım sana 🙂
sabah uyandığında babanla şöyle bir sahil keyfi yapıp geliyordunuz beni uyandırmaya 🙂
sabah kahvalti ile başlıyordu birlikteliğimiz. mahmur mahmur bir iki lokma yedikten sonra doğru denize koşuyordunuz…
sonra öğlen yemeği 🙂 ada kendi mamasını yediği gibi bir de senin tabağındakileri de yiyordu 🙂 çok tatlıydınız…
arada kitap okumaya fırsat bulurum diye kitabımı getirmiştim ama yanılmışım 🙂 bu fotoyu da mahsuscuktan çektim 🙂
en sevdiğin oyun ise babanın iskeleden atlamasıydı. sevinçten zıplıyordun 🙂
denizin içinde çeşit çeşit balık vardı. büyüklü küçüklü bir ton balık. babanla onları seyrettiniz hep. yemekte yanımıza ekmek alıp balıklara atıyordun. bitelere mamiiiiiii = balıklara mama :)))
bu pozları yakalamak için baya bi uğraştım. benim yakışıklı oğlum…
öğleden sonra biraz uyuyordun odada. ben de seni bekliyordum canımın içi.
bir günümüzü de datçayı gezerek geçirdik.
knidos antik kentine gittik.
derin ablanla taşların üzerinde aralarında gezip durdunuz. baban da çekim yaptı.
günler çok güzel geçti tatilde. öyle ki bir gün daha uzatıp tatilimizi esin teyzenlerle birlikte otelden çıkmak istedik.
ada arkadaşın ile seni çok benzettiler. hatta ikiz sandılar önce. sonra abi kardeş herhalde dediler :))
nasıl güzeldi bu sene ki tatilimiz. iyi ki hep beraber olmuşuz. o kadar rahat ettik ki. sen mutlu olunca biz de çok mutluyduk. yedik içtik denize girdik muhabbet ettik. sen hiç olmadığın kadar halinden memnundun. keşke böyle bir yerde evimiz olsaydı da sen hep böyle büyüseydin. çok sevdiğin deniz ve kum içinde…
otelden ayrılmadan önce hep beraber bir hatıramız olsun istedik. inşallah tekrar birlikte tatil yapmak ümidi ile evlerimize döndük.
dönüş yolunda geçen sene tatil yaptığımız akyaka da azmak nehrinin kıyısında çok beğendiğimiz bir cafe vardı. oraya uğrayıp bir kahve molası verdik. nehir cafenin de içinden aktığı için sen orayı da çok sevdin 🙂
oğlum, sen büyüdükçe seninle paylaştığımız her şey çok keyif verici oluyor. umuyorum ki bu keyif ömür boyu her anımızda da olur. seni ve seninle yaptığımız her şeyi çok seviyoruz.
datçadan topladığım çakıl taşları ile de bu çerçeveyi yaptım. hatıra…
25. ay da geldi geçti. bu ay çok yoğun geçtiği için biraz geç yazıyorum bu yazıyı. gelişim ayrıntıların tabi doğal olarak birbirine karıştı. her ay bir kaç yeni şey fark ediyoruz sende ama bu ay hangisi ne zamandı unuttum açıkçası 🙁
şunu söyleyebilirim ki bu ay fark ettik ki yüzmeye hazırsın. tatilde bunu çok net olarak gördüm. geleceğin yüzücüsü yetişiyor galiba. seneye yaza doğru seni kursa yollamayı, tatile hazırlamayı planlıyoruz bakalım 🙂
bir daha bu kadar geç yazmamaya söz veriyorum egem. çünkü yazmayınca ayrıntıları unutuyormuş insan. şu an bir ton şeyi unutmuşum. bir tek wc alışkanlığı edinmene yardımcı olmaya başladık bu ay. bunu da buraya kayıt olarak yazayım. inşallah bu işin de üstesinden çok sürmeden gelirsin oğlum.
doğum günün kutlu olsun yavrum. her geçen gün büyüyen sevgin içimizdeyken, hayattan daha da keyif almaya başladık egem. sen gerçekten de bizim hayatımızın bir anlamı ve babanla evliliğimizi daha da güzelleştiren inci tanemizsin.
gün geçtikçe gelişimini izlemek o kadar güzel ki… ve başardığın her olayda seninle gurur duyuyoruz.
sen annesinin küçük kuzusu, ipek saçlısı tatlı oğluşusun…
bu sene doğum gününü bahçede kutladık. küçük bahçemizi senin için daha da güzelleştirdik. bu yılki pastanı ben yaptım. günler öncesinden mum söndürmeye hazırdın zaten. anneeeee mum!! pff pff diye bide üfleme taklidi yapıyordun. ben de sana o gün neler yapacağımızı anlatıyordum. yani pastanın başına geldiğinde ne yapman gerektiğini biliyordun bu sene 🙂
güzel bir gündü. ailemiz ve arkadaşlarımızla beraber daha güzel oldu.
biraz da gelişiminden bahsedersek; yavaş yavaş dilin çözülmeye başlıyor. bir çok şeyi düzgün söylemene rağmen hala bazı kelimeleri telaffuz edemeyişine bayılıyoruz. o kelimelerden bazıları;
titita : telefon
bilila:makarna
mınına: yumurta
dep dep: zıp zıp
piti piti: pisi pisi
tılcık: kılçık
çokaka: çikolata
artık iki kelimeyi yan yana da kullanıyorsun. anne baaaak diyorsun. anne boooommm diyorsun havai fişek patlamış onu anlatıyorsun. en çok da annnneee geeel diyorsun :))
bu aralar bizim haricimizde yeni birilerini gördüğün zaman bi kaşlarını çatıyor ve bize sarılıyorsun. sinirli sinirli bakıyorsun insanlara. o halin bile cool be oğlum 😀 ama en çok melike ablan ile gülüyorsun. bize vermediğin güzel pozları melike ablana veriyorsun. işte bir kaç tanesi :
görüyor musun aradaki farkı. bizim çektiğimiz hiç bir fotografın böyle değil. sen var ya seeeen :)))
2 yaş aşın için doktor ablana ziyarete gittiğimizde genel muayeneni de yaptı. boyun 86.3 cm olmuş. son dönemde sık sık hastalanıp yemek yemeyi kestiğin için kilon düşmüş 11,7 kg olmuşsun. son zıların da çıkmaya başladı. senin gibi sakin bir çocuk azıların etkisi ile bir canavara dönüşüyor. yavrum kim bilir ne kadar acıyor dişlerin çıkarken…
gün geçtikçe tatlışan canım oğlum. 2.yaşın kutlu olsun. seni çok ama çok seviyorum.
son günlerde ateşin bir çıkıyor bir iniyordu. bayadır da ishaldin. bir süre bekledikten sonra dayanamadık ve bu gece seni acile götürdük. karnının ağrısından kıvranıp ağlıyordun 🙁
yavrum benim, bakamadım ama kimbilir nasıl acıdı o minik eline o iğneyi sokarken hemşire. yalnız kendime şaştım bu senin hastalık süresince. çünkü ben en ufak bir iğne vs olayında bayılan biriyken, hasta sen olunca dimdik durdum. seni teselli ettim. sarıldım, bağrıma bastım seni.
allahtan pepe varmış. serumun bitene kadar seni pepe ile oyaladık da kolunu hareket ettirmedin. allah bir daha acil yüzü göstermesin. bu ilk ve son serumun olsun inşallah oğlum…
sonrasında serum biraz iyi geldi. bu ara diş de çıkardığın için tüm bu olanların diş nedeni ile mi enfeksiyon mu olduğunu anlayamadık bir türlü.
sana bişey olmasın inşallah.
seni çok ama çok seviyorum bebeğim.
İlcebay ailesinin yeni ferdi Ege İlcebay'ın kişisel bloğu