Canım yavruşum, sana bayılıyorum, her haline her hareketine… Böyle önemli günlerde özel olarak gidip giyiniyorsun ya. Papyon takıyorsun gömlek giyiyorsun. Babanın doğumgünü için de özel olarak hazırlandın. Seni yerim ben :)) Benim canım erkeklerim. Sizi çok seviyorum. Bu ay Antalya yarışlarına katılmaya gittiniz. Oradan 2 kupa ile döndün benim canım yavruşum. Ne büyük gurur bizim için. Senin böyle yarışlara gidiyor olman çok güzel. Ve bir kaç gün sonra da Bodrum yarışları vardı. Uluslararası yarışta 500 kadar yarışmacı arasındaydın sen de. Orada güzel bir otelde kaldınız. Antalya’ya da Bodrum’a da gelmemiz yasaktı. Konsantrasyonunuzu bozmamak için kimsenin ailesi gelmesin dedi hocanız. Biz de babanla izin aldık ve karavanımızla tüm ege kıyıları boyunca 1 haftada aşağı Bodrum’a kadar yavaş yavaş konaklaya konaklaya geldik. Bodrum Yelken Klübünün oraya vardığımızda seni bu kadar uzaktan nasıl görecez diye düşünürken tabi ki bulduk…. İşte benim yavrum. Bizim seni gözetlediğimizden habersiz teknenle uğraşıyordun. :)) Yarış sonrası bir klasik tabi ki deniz keyfi… 1 haftanın sonunda c.tesi sabahı koşa koşa gittik kaldığın otelden aldık karavanımıza getirdik seni. O sabah yatağı toplamamıştım ki seni yatağa atıp yatak keyfi yapabilelim diye :)) Benim canım yavrum, seni çok seviyor gösterdiğin çabadan dolayı gurur duyuyoruz. İyi ki bizim oğlumuzsun Ege’m.