TEMMUZ AYINDA NELER YAPTIK

30 egem, bu ay seni telefonuma kapak yaptım : )))) ama napiim çok seviyorum.  bu sene tatilimizi dikilide yaptık. korona virüs salgını nedeni ile esin teyzenlerle bir türlü plan yapıp bir yerlere gidemedik bu sene. her yer kalabalıktır diye salgın felan derken kaldı öyle. biz de dikiliye çadır kampına gittik. sabah ilk pissa koyuna gittik. nasıl güzel bir denizdi…  kamp alanında bir kızla tanıştın. adı cemreydi. izmir bornovadan geliyorlardı. sabah uyanınca ilk işiniz birbiriniz için çadırın önüne çıkmaktı : )) neyse eve dönerken biz dedin ki anne inşallah cemreler bir gün bize gelirler veya biz onlara gideriz. hayat bu egem belli mi olur. ben buraya notumu alayım da yıllar sonra ne olacağı belli olmaz. olamaz mı olabilir…  sonrasında kamp alaında çadırımızı kurduk. manzaramız harikaydı. akşamları gün batımı için sahilde keyif ortamı hazırlıyorduk.  kendi başına oynamıyorsun hiç. ya ben ya baban ve keşke mümkünse ikimiz birden seninle oynamamızı istiyorsun :)) oturuyorduk, sanırım yemek yiyorduk sen birden bire dedin ki ya bu yaşadıklarımız rüya ise, ya şu anda ben evde uyuyorsam. ya birazdan uyanacaksam. olamaz mı? donduk kaldık öyle. bu yaşta matrixi çözdün ya bravo sana : ))) kimden gördün de özendiysen şimdilerde beline bağlamak istiyorsun havlularını böyle :))  bizim evin oralarda yeni açılmış bir mekanı test ettik : ))bir gece mesaime siz de geldiniz.kültürparkta göl üzerinde sinema keyfi : )) keyfi siz yaptınız ben çalıştım : ))

temmuz ayı da böyle geçti…30

6.DOĞUM GÜNÜ PARTİN

 egem, umarım bir gün istediğin olur ve uçarsın. nasıl olacak onu bilmiyorum ama bunu o kadar çok istiyorsun ki… daha küçük olduğun zamanlarda istemediğin kadar uçan balon merakın başladı. acaba kaç tane uçan balonla uçabilirim, herhangi bir araç olmadan nasıl uçabilirim gibi düşüncelerin var. hatta arabalarına bile kanat takıyorsun. geçen gün iskeletine kanat taktın. bir gün uçacaksın ama bakalım… ve doğum günün uçan balonsuz olmazdı… sabahtan gidip babanla uçan balon aldınız.  konfetilerini dayanamayıp ben yokken patlattın diye sonrasında üzüldün ben görmedim diye. onun için de bu fotografta gördüğün gibi ağladın, zor gönlünü aldık.  bu yıl sadece kendi aramızda düzenledik doğum gününü. malum korona virüs salgınından dolayı. hiç arkadaşın gelmeyecek derken berkayların gelmesine o kadar çok sevindin ki… kuzenlerin de yanındaydı tabi. güzel eğlenceli bir doğum günü oldu.filiz teyzeler yetişemediler doğum gününe ertesi gün gelmişlerdi. bu yıl baya çok doğum günün kutlandı :))

nice güzel anılarla dolu yıllarımız olsun beraber kuzum benim. iyi ki doğumuşsun ve iyi ki bizim oğlumuzsun. seni çok seviyoruz egem.18

ERKEN DOĞUM GÜNÜ

canım oğlum, doğum gününden bir hafta önce asosta buluştuk ada ve derinlerle. haftaya doğum gününde onlar olamayacağı için birlikte olun diye erken kutladık.   nice güzel yıllarımız olur inşallah berbaer yavrum. her yaz birlikte olmak çok güzel. birlikte büyümeniz de çok güzel. ada senin peşinde sen derinin peşinde : ) çok tatlısınız… ada sana benim egem diyordu bir kaç yıl önceye kadar. bu sefer baktım egem diyor sana. nasıl güzel yavrularsınız inanamıyorum. çok şükür…

seni çok seviyoruz egem…

KONTROLLÜ NORMAL GÜNLER BAŞLADI

 canım egem,

kontrollü olarak dışarı çıkma serbestisi geldi. yine mümkün olduğunca kimsenin olmadığı ortamlara gidiyoruz. deniz, orman vb…  özlediğimiz arkadaşlarımızla görümeye de başladık. aylardır kimse ile görüşemedik korkumuza. nasıl günlerden geçiyorsak…  en çok üzüldüğüm şey ise senin okul hayatının tepetaklak olması. çok iyi bir öğretmene denk gelmene sevinirken bir den bu corona olayının patlakvermesi ile evlere kapanmamız bir oldu. 3 ay eksik eğitim aldınız. evet online derslere devam ettiniz ama yüzyüze gibi olur mu…seninin ilk denizinide yapmış oldun. allahım nasıl seviyorsun suyu… hiç çıkmıyorsun… ellerin ayakların büzüş büzüş oluyor yavru kuşum.

bu ay da böyle geçti canımın içi egem.

CORONA GÜNLERİ NİSAN-MAYIS EV GÜNLERİ

 anne oğul ortak yapımı :)) öğretmeninin verdiği ödevi yapmak için verdim cetveli eline. hadi şimdi cetvelle ev çizeceğiz dedim. yavrum aldın cetveli ama nasıl kullanacağını bilmiyormuşsun. normal zamanda okulda bu hafta öğrenecekmişsiniz cetvel kullanımını. bilemedim. benim canım oğlum, öğrenmen gereken ne çok şey var şu hayatta… olgun tavırların karşısında bazen senin 6 yaşında olduğunu unutuyorum ve bir şeyi yapamadığın zaman kaygılanıyorum. nasıl olur da bilmez diye :)))) 

doğum günümü malum corona günlerinde olduğumuz için evde kutladık. beraber olduktan sonra mekanın bir önemi yok oğluşum. 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı… bu sene 100. yılını kutladık evlerimizde. baban sana güzel bir klip de yaptı 100 yılın anısına… aşağıda kayıtlı..29 nisan da çakılın doğum günüydü. 3 yaşında artık minnoş çakılımız. pasta yapmak içinse güzel bir mazeretimiz vardı di mi 🙂evden derslere devam ediyorsunuz.19 mayıs’ı da evde kutladık. saygı duruşu istiklal marşı…haftada sadece 1 gün bir kaç saat iznin var dışarı çıkmak için. bu hafta da beraberce çıktık dışarı. evet bu resimin hikayesini anlatayım sana. geçen hafta dışarı babanla çıktınız. eve dönerken de gelincik toplamıştın. annanen de bizdeydi ve bu vazoya koymuş. ertesi gün uyandığımızda yapraklar dökülmüş bu hale gelmişti. bende resmini yapmak istedim. hatıra kalsın diye. yanına da hikayesini yazdım. bana toplamıştın ve ben çok duygulanmıştım. neyse… ertesi gün sana resmi gösterdim. ve yanına yazdığım yazıyı okudum. şöyle bir durdun. birşey söylemek ister gibi. ve dedin ki aslında ben bu gelincikleri annaneme toplamıştım. şaşırdım ama üzülmedim. olsun annecim napalım dedim. sonra gittin ve 5 dk sonra elinde üzerinde simlerle süslenmiş kocaman bir kalp olan kağıtla geldin. bu sana dedin. benim güzel yürekli oğlum. üzüldüğümü düşünüp beni teselli etmek için resim yapıp getirmişsin. çok seviyorum çocuk seni…

canımın içi, seni çok seviyorum.

CORONA SALGINI VE EV HALLERİ

canım egem,

dünya büyük bir salgının pençesinde can çekişiyor. sanki bir korku filminin içinde gibiyiz. dışarı çıkamıyoruz, işe gidemiyoruz, sen okula gidemiyorsun. hayat durdu. bu corona virüsü nedeni ile dünya da binlerce insan öldü. ve hala ölmeye devam ediyor. sanırım doğa bizden öcünü alıyor.

dışarı çıkarken böyle eldiven ve maske kullanıyoruz. ellerimizi bol bol yıkıyoruz. mümkün olduğunca dışarı hiç çıkmıyoruz. markete gittiğim zamansa kendimi çok kötü hissediyorum. herkes maskeli herkes eldivenli ve herkes tedirgin. 

13 marttan beri 1 aydır senin de okulun kapalı ve evdesin. biz de bazen işe gidip çalışıyor bazen evden çalışıyoruz. çoğunlukla senin yanındayız. aslına bakarsan uzun zamandır hiç bu kadar fazla birlikte olmamıştık. tüm günümüz oyunla etkinliklerle geçiyor. senin o hesap yapan parmaklarını yerim. bazen öğretmen ve arkadaşlarınızla böyle telefonda görüntülü konuşuyorsunuz. hasret gideriyorsunuz. okulu çok özlediğini söylüyorsun. arkadaşlarını özledin çok.

 seninle sık sık hamur işleri yapıyoruz. evde oldukça yiyip içiyoruz. ne olacak halimiz belli değil. dışarı çıkıp yürüyüş de yapamıyoruz ki… 

BİR ANI

canım oğlum, seninle en güzel konuşmalarımızı gece yatarken yapıyoruz. her gece kitabını okuduktan sonra sen uyuyana kadar yanında uzanıyoruz. sen büyüyünce en çok bunu özleyeceğim herhalde. senin o küçük bedenine sarılmak, uyuyana kadar seni o kadar sakin bir şekilde hissetmek çok güzel.

yine güzel konuşmalarımızdan birini anlatmak istiyorum sana. o gün bir konuda seni istemeden üzmüştüm. küsmedik, kızgınlığım hemen geçti ama içimde kaldı. uyumadan önce bugün yaşadığımız gerginlik için senden özür dilemek istedim;

-egecim bugün için senden özür dilemek istiyorum. aslında öyle demek istememiştim.

-önemli değil anne, ben bugünün kötüsünü saymıyorum. dedin.

(ne eksik ne fazla, başka kelimeler kullanmadık. bu kadar)

keşke hiç büyümesek, insanlık olarak hep senin gibi kalsak. bu nasıl güzel bir hayat görüşüdür böyle. günün kötüsünü saymamak, güzel olanı anımsamak. kötülüklerden kurtulmak.

yüreği güzel oğlum, seni çok seviyorum. seninle büyüyorum ben de…