bu senin ilk yılbaşın egem. 2014 yılı bizim için harika bir yıl oldu sayende oğlum. sana kavuştuk. seni özlüyor ve hayatımızda olmanı çok istiyorduk. allaha şükür ki senin gibi bir evlat nasib etti bize.
umarım 2015 ve önümüzdeki gelecek tüm yıllar hep çok mutlu olursun oğluşum. çünkü biz senin varlığınla mutluyuz ve hep mutlu olacağız.
iyi ki hayatımızdasın, iyi ki varsın oğlum.
seni çok ama çok seviyoruz.
egem, oğlum,
şu sıra en çok hoşumuza giden şey sabah seni yatağımıza almak. 05,30-06,00 gibi uyanıyorsun sabahları. eğer seni tekrar uyutamıyorsak böyle yanımıza getiriyoruz. öyle güzel oluyor ki. gerçi senin pek hoşuna gitmiyor. bakma bu fotograflarda memnunmuşsun gibi görünüyor ama sıkılıyorsun çok. e haklısın oğlum tüm gece uyumuşsun kocaman bir enerjiyle kalkmışsın bizse seni hala yanımızda uyutmaya çalışıyoruz 🙂
ama oğlum öyle tatlısın ki sana sarılmak öyle güzel ki… ayaklandığında uyanınca koşarak yanımıza gelip aramızda yatacağın günleri bekliyoruz dörtgözle 🙂 canım benim…
babanın yakın arkadaşı furkan amcanlara gittik yılın son günlerinde. üç gün sonra da furkan amcanın eşi hatice teyzen eymen arkadaşını doğurdu. onlara yılbaşı süprizi yaptı eymen bebek.
beren ablanın bu atlı bisikletine bindirdi baban seni. ya ne tatlısın oğlum ya. maşallah sana. :))
sana tatlı tatlı diye diye nazar değdirdik galiba oğluşum. yüzünde kırmızı pütürlü bişiler çıktı. egzemaya benziyor. doktor ablan iki krem verdi. biri geçirmedi de diğeri iyi geldi. sanırım hassas bir cildin var ve devamlı nemlendirmek gerekiyor. dikkat edecez artık ne yapalım. büyüyünce de sen dikkat edersin kendine. ( laf aramızda 50 yaşına da gelsen ben sana hatırlatırım kremini 😉
(ikeadan bir kare)
bu ay sana yavaş yavaş çorba içirmeye başladım. meyve yiyorsun. yoğurdu pek sevmedin ama az da olsa yiyorsun.
ister ye ister yeme biz seni çooooook seviyoruz bebeğim 🙂
canım oğlum, 5.ayında doldu. son bir aydır artık sana uzattığım oyuncaklarını almak için bilinçli bir şekilde kolunu kaldırıyorsun. oyuncağı elimden alıyorsun ve tabi bu aralar her şeyi olduğu gibi onları da ağzına götürüyorsun 🙂 salya akıtmaya devam bu ay da… bolca önlük aldık sana, takmamızla yenisini değiştirmemiz arası neredeyse 5 dk sürmüyor… bakalım ilk dişin ne zaman çıkacak 🙂
bu ay seni yine hasta ettik 🙁 bir hafta sonu botanik parka götürdük seni sanırım orada üşüttük. baya kötü oldun, doktor ablan bronşit başlangıcı dedi. çok üzüldüm. sana bişi olmasın, olacaksa bana olsun bebeğim benim. sen hiç dert çekme, hasta olma yavrum benim. geceleri odandan öksürük sesin geldikçe benim içim yanıyordu. burnuşunda akıyordu baya… neyseki doktor ablanın verdiği şuruplar iyi geldi. şimdi daha iyisin.
bu ayki kilon 7470 kg. boyun 63,3 cm baş çevren 42,5 cm.
geçen ay meyve suyuna ve yoğurda başlamıştık zaten, artık çorbalara da başlayabilirsiniz dediler. bakalım yeni tatlara nasıl tepki vereceksin.
seninle hayat çok ama çok daha güzel oğlum…
seni çok seviyoruz.
oğluşum, bebekler arasında pek bi meşhur olan bu koltuktan sana da aldık 🙂 bayadır artık bilinçli bir şekilde boynunu dik tutabiliyorsun. sen aslında daha ilk gün hastanede başını dik tuttun da başını çevirip, seni kucağında tutan babana bakmaya çalıştın 🙂 daha bir günlükken…
koltuğunda bir kaç gündür pek mutlusun. annanene giderken de yanımızda götürdük, çok rahat ettin sen de biz de oğlum. sana meyve bile yedirdim koltuğunda otururken. artık büyüyorsun, bunu görmek çok güzel. bi açıdan tabi üzülüyorum, büyüyorsun ve bu miniminnacık halin bir daha geri gelmeyecek. tadını çıkarmaya bakıyorum. eskiden seni kucakta taşımak çok zor geliyordu açıkçası. ama şimdi böyle düşünmeye başladığımdan beri kucağımda sarılıyorum sana, öpüyorum kokluyorum. her yerine hissederek dokunuyorum. minicik kollarını boynuma sarıyorum. öyle güzel bir his ki bu anlatılmaz egecim. bir gün baba olunca sen de anlayacaksın 🙂 yaşlılar gibi konuştum :))
seni çok seviyoruz oğlum…
merhaba egecim,
seninle haftaiçi bir günümüz nasıl geçiyor yazmak istedim. tarihe bunu da bir not düşelim di mi 🙂 yıllar sonra bu blogu okuduğunda bu aylarının nasıl geçtiği hakkında bir fikrin olur hiç olmazsa.
bu aralar sen hava aydınlanınca uyanan hava kararınca da uyumak isteyen bir bebeksin 🙂 gün bizim için havanın aydınlanması ile senin uyanmanla başlıyor. yaklaşık 6-6,30 arası uyanıyorsun sabahları 🙂 yatağında kendi kendine bişeyler anlatarak oyalanıyorsun. daha ayaklanmadığın için yatarak takılıyorsun anlayacağın. ben tabiki senin ilk hık dediğin anda uyanıyorum. bazen ben çoğunlukla da baban yanına geliyoruz. o ilk karşılaşma yok muuuu 🙂 allahım öyle bir gülümsemen var ki, bizi gördüğüne çok memnun oluyorsun. bitiyorum o haline canım oğlum benim.
kundağını açıyoruz ve o minnacık incecik kolların çıkıyor meydana ve geriniyorsun, ohhhhhh 🙂 pijamaların ve alt bezinin değişmesi ardından ben giyinmiş oluyorum ve seni babandan devralıyorum. saat 7 oluyor. dünyanın en güzel duygusu bir annenin bebeğini emzirmesi. 10-15 dk emziriyorum seni. nasıl mutlu oluyorum nasıl anlatamam. sonrasında bi 5-10 dk.da seni seviyorum, öpüyorum, kokluyorum… ohhh missss… harika bir bebeksin egecim, harikasın…
sonrasında zor bela ayrılmak zorunda kalıyoruz senden canım oğlum. seni babaannene teslim edip işe gidiyoruz. saat 3 gibi ben işten koşa koşa çıkıp yanına geliyorum. yolda hep seni düşünüyorum yüzümde bir gülümseme ile. kapıdan girince içeri, sesimi duyup beni görünce kollarını titretip bir heyecanlanman var ki oğlum, alıp seni deli gibi sarılıyorum sana. minicik, miniminnacık bedenine sarılmak… incecik küçük kollarını boynuma dolamak, boynundan kocaman bir öpücük almak hemde koklaya koklaya…
evimize çıkıyoruz, öğleden sonraki sütünü de veriyorum ve uykun gelene kadar oynuyoruz. bazen seni oyalamak çok zor olabiliyor. bilemiyorum neden, gazın mı oluyor o gün kendini iyi mi hissetmiyorsun yoksa ben mi gerginim bilemiyorum. bazen de gülücükler eksik olmuyor yüzünden. seni oyalamak için yaptığım türlü şaklabanlıklara gülerek cevap veriyorsun. bende mutlu oluyorum 🙂 veee evet sıkıldığına göreee uykun gelmiş. odana gidiyoruz. kucakta pış pış pış az biraz direnip uykuya teslim oluyorsun… tabi en fazla 40 dk. çoğunlukla 30 dk. 🙂
hemen mutfağa koşuyorum, akşam yemeği için bişiler hazırlamaya. öyle böyle derken uyanıyorsun. uyandığında hava biraz karardığı için huzursuz oluyorsun genelde. kucakta dolaştırıyorum seni evin içinde deli danalar gibi dönüyoruz :)) sonraaa kapı açılıyor be baba geliyooo… baba geldi neşe geldiiiiiii diyoruz :))
nöbeti baban devralıyor. ben mutfağa babanla sen de bir orada bir burada… derken saat 18-18:30 gibi yatmadan tekrar emziriyorum ve baban uyutuyor seni. yaklaşık 20:30 a kadar ara ara uyanıyorsun pış pışlıyoruz ve sonra gece ara ara uyanıyorsun, süt saatinse ben kalkıyorum emzirip uyutuyorum seni. yoksa baban kalkıp uyutuyor.
ve sonra al baştan bir güne daha başlıyoruz 🙂
Egecim bu ay artık kendi biberonunu kendin tutmaya başladın 🙂 bak ne tatlı içiyorsun sütünü…
Dün yani 19 kasımda ilk kez kahkaha atarak güldüğünü duyduk. Baban sen ben ceee-eee oynuyorduk. Ceeee-eee oynamak çok hoşuna gitti 😀 senin de böyle gülmen bizi çok mutlu etti. Hemen hemen her gün bir gelişmene şahit olmak ne güzel.
Bu ay artik elinde yunus balıklı çıngırağını da tutabiliyorsun.
İşten eve geldiğimde beni görünce o gülüşün yok mu… alıyorum seni kucağıma, kokluyorum boynunu, sarılıyorum o küçücük bedenine… annelik harika bir duyguymuş oğluşum benim. İyiki varsın…
4 aylık oldun egem. 4 aydır hayatımızı güzelleştiriyorsun oğlum. Meğer sen yokken hayatımız ne kadar da boşmuş.
4.ayına hasta olarak girdin yavrucum. Önceki gece seni yıkamadan önce çıplak fotograflarını çekelim dedik. Bir öyle bir böyle derken üşütmüşüz seni oğlum. Burnun tıkalı, öksürüyorsuuun yazık sanaaaa…. 🙁
gece uyurken öksürük sesin geliyor kulağıma. minicik bedeninle içerde öhöö öhöö diyorsun. içim eziliyor. sana hiç bişey olmasın bebeğim.
4.ay kontrolünde doktor ablan genel durumunun iyi olduğunu ama kilo alımının alt sınırda olduğunu söyledi. Üzüldüm tabi. Ek gıdalara başlıyoruz artık yavaştan. Elma suyuyla başlayacakmışız 🙂
kilon: 6780 kg boyun:61,5 baş çevren: 41,7
Yavrum benim, hastasın ama yüzün yine de gülüyor. nasıl güzel bir çocuk oldun sen böyle, inanamıyorum. sevgi, aşk çocuğu böyle oluyor demek ki 🙂 Umarım hayat boyu yüzün hep güler.
Kolye aldım sana diş çıkarırken ağrılarını azaltsın diye. Kehribar kolyenin öyle bir özelliği varmış. Bakalım deniyeceğiz. nasılda hava kattı sana öyle 🙂
Hastasın oğlum ama hiç merak etme karizman aynen yerinde 😉
4.ayın kutlu olsun egecim :))
Egem, oğlum bakalım son günlerde seninle neler yapmışız. Bir kere çok güzel fotoğrafların oldu yine.
Kocaman adam gibi çıkıyorsun fotograflarda. Keyfin yerinde olduğunda tadından yenmiyorsun 🙂 bayılıyorum seni öpmelere…
Ben işe başlamadan önce babanı son bi ziyaret edelim işyerinde dedim. Ne tatlısınız bu fotografta. Erkeklerim benim 🙂
Akşam hava kararınca uyumak, sabah da gün doğar doğmaz uyanmak istiyorsun oğluşum. Böyle sabah seni yatağından alıp bizim yatağımıza getirip sarılıp uyumak istiyoruz. Ama sen bunu pek sevmiyorsun. Yeter bütün gece uyudum kalkalım artık, keşfedilecek çok şey var hayatta deyip az biraz bizimle takılıp sıkılıyorsun yatakta. Eh sen de haklısın ne diyeyim :))
Babanla güzel zamanlarınızdan… sabah şekerlerim benim 🙂
Nazım emre arkadaşını ziyarete gittik geçenlerde. Senden tam 1 ay sonra doğdu o da. Umarım ilerde güzel anlaşırsınız. Önce analar ve oğulları adlı fotografımızı çektik.
Sonra da babalar ve oğulları…
En sevdiğim şey ise senin altını temizlerken o boğum boğum bacaklarını öpmek, o minik ayacıklarını ısırmak öpmek.
Yicem bitircem bi gün seni egem yaaa…
Aaaa egecim hiç yakışıyor mu bu hareketler sana oğlum 😀
Sabahları öyle tatlı oluyorsun ki…
Keyfin yerinde oluyor genelde ve seninle vakit geçirmek inanılmaz keyifli oluyor.
İşe gitmeden önce seni doya doya öpüyorum, kokluyorum, sıkıştırıyorum… oh oh misss… hiç ayrılmak istemiyorum. Canım oğlum benim.
Bazen gerçekten çok ciddi oluyorsun :))
Bazense bi o kadar güleç :)) yavrum benim her halinle harika bir bebeksin. Maşallah sana!
Elin agzından düşmüyor, o kadar keyifle emiyorsunki o parmaklarını tadını çok merak ediyorum :))
Baban seni böyle havaya kaldırıp uçtu uçtu ege uçtuuuuuu yapınca çok hoşuna gidiyor. Hatta o an ağlıyorsan bile gözyaşın yanağındayken bile gülüyorsun :))
Canım oğlumuz seni çok seviyoruz 🙂
Bugün 3.ayını doldurdun egecim 🙂 ne güzel…
Doktor kontrolün vardı, doktor ablan genel olarak gayet iyi olduğunu söyledi. Son bir haftadır sesinde bir kısıklık vardı. Birde sabah 5 gibi emzirdiğimde seni burnundan mı ciğerlerinden mi geldiğini anlayamadığım bir hırıltın vardı, ama birşeyin yokmuş. Sanırım ağlamaktan kısılıyor sesin oğluşum.
Acaba şu aralar gaz sancıların yüzünden mi böyle sık sık ağlıyorsun yoksa mizacın mı böyle şimdilik çözemedik 🙂
Boyun 59.5 cm
Kilon 6.280 kg
Baş çevren 40.6 cm olmuş egecim. Büyüdüğünü görmek çok güzel. Ama diğer yandan da bir daha bebek olamayacağını bilmek üzüyor…
Ellerin ayakların bir daha bu kadar küçük olmayacak. Keşke bu anıları canlı tutacak bir şey icat etselerdi. Geriye dönüp baktığında tekrar o minik ayaklarını avuçlarımda tuttuğumu hissedebilsem oğlum.
Seni çok seviyoruz birtanem 🙂
Egem, doğduğundan beri her sabah olduğu gibi bu sabah da seninle uyandım. Bol yağmurlu karanlık bir gündü. Ama senin, o yatağındayken bana bakıp gülen yüzün var ya, günümü aydınlatıyor oğlum. Ne yalan söyleyeyim sabahın 7sinde yağmurlu ve karanlık bir güne uyanmak hiç kolay olmadı 🙂 Ama dedim ya bu duygular senin yüzünü görene kadar. Sonra içim bir hoş oluyor. Sıcacık bir duygu…
Bir çok gün olduğu gibi yine gazlı ve ağlamaklıydın bugün. Uyandın, emzirdim seni, üzerini degiştirdim, altını temizledim. Koyduğum yerde durmuyorsun, illa kucakta dolaşmak istiyorsun. Evin içinde bir o odaya bir salona bir senin odana dolanıp duruyoruz gün boyu. Baya ağırlaştın da son zamanlarda. Seni taşımak gerçekten zor oluyor oğluşum benim. Biraz sakinleşince seni koltuğun üzerine koydum ve gülüşlerine dayanamadım kaptım telefonu başladım fotoğraflarını çekmeye. Doğdugun ilk ay babanla senin fotoğrafınızı çekmiştim.
Çok kıskanıyordum bu fotoğrafınızı :)) benimde seninle böyle fotoğrafım olsun istoyordum, sonunda olduuu :))
Öyle tatlısın ki egecim, öyle tatlı bir bebeksin ki…
Keşke seninle geçirdiğimiz anları gelecekte sen kocaman bir adam olduğunda tekrar hissedebilsek. Mesela bu pamuk gibi yanaklarına dokunuşları tekrar hissedebilsek, yaşayabilsek. Anılarımız canlı canlı kalsa di mi?
Seni çok seviyorum egecim. Çok ama çok seviyorum. Allahıma şükürler olsun seni bize verdiği için…
Not: bugün sana ilk defa Norah Jones parçaları dinlettim. Çok hoşuna gitti, ilk parça başlar başlamaz gülümsedin. Sonra da çok keyif aldın :))