canım egem,
16. ayın da bitti. her geçen gün bir şeyler öğreniyorsun. öğrenmeye o kadar açıksın ki. bazen bu durum beni çok korkutuyor. sana yanlış şeyler öğretmekten korkuyorum.
annelik hakikatten zor bir zanaatmış evladım. baba olunca anlarsın :)) bize de öyle söylerlerdi, ama gerçekten anne baba olmadan bazı şeylerin önemini anlayamıyorsun.
elimizde hamur gibisin ve seni yoğurarak öğretiyoruz bu hayatı. bu ay neler yaptık bakalım;
* bu ay daha rahat yürümeye başladın
* çok güzel baba diyorsun 🙂 bazen babiiiii oluyor ama olsun, emziğini çıkarıp baba deyişiin var ki :))
*espiri anlayışın zaten çok kuvvetliydi, bu ay daha da hissettiriyorsun. koltukların ardına saklanıp çıkıp ce-eee yapıyorsun ki bizim gibi farklı yerlerinden çıkıyorsun, bizi şaşırtıyorsun…
*düşünce veya elini kolunu bir yere çarpınca kızıp çarptığın yere vurmayı öğrenmişsin. bunu bir şekilde sana unutturmamız lazım egecim. geçen gece uyandığında sana sarılmak istediğimde bana vurdun ve ben çok üzüldüm bu duruma. sen vurmayı bilmiyordun. vuran kıran bir çocuk olmanı istemiyoruz oğluşum.
* seni kucağıma aldığımda sırtına hafif hafif vururum hep, adetimdir. sevgimin bir göstergesidir. o kadar alışmışsın ki artık sen de bana aynı şeyi yapmaya başladın 🙂 sen omzuma yapıyorsun, pat pat pat 🙂
*sana mantıklı açıklama yaptığım zaman dinliyorsun ve eğer bekle demişsem bekliyorsun. mesela gece uyandığımızda eger ben wc ye gideceksem (çünkü senden ayrı hiç bir şey yapamıyorum, ağlıyorsun) anlatıyorum ve sen bekle hemen geliyorum diyorum. yatağın içinde ufacık bedeninle oturarak ve arada ‘annne!’ diyerek cevabımı bekliyorsun 🙂 çok tatlısın yaaaa…
*aşırı bir annane düşkünlüğün başladı. saat kaç olursa olsun annanene gitmek istiyorsun. sabah 5 te uyanıp annane diyorsun. akşam oluyor annane diyorsun. evinde uyuyor diyorum veya evinde şimdi kahvaltı ediyordur diyorum. alıyorsun cep telefonunu getirip bana veriyorsun ve ‘annaneee alooo’ diyorsun. arıyoruz annaneni konuşuyorsun 🙂 yani daha doğrusu o konuşuyor sen cevap olarak sadece annane diyorsun 🙂
* bana daha bir düşkün oldun. aramızdan su sızmıyor 🙂 kucağımda kalmak istiyorsun hep. her ne kadar belim ağrısa da çok hoşuma gidiyor.seninle temas halinde olmak inanılmaz güzel 🙂
*bu ay el ayak ağız hastalığı bulaştı sana oğluşum. çok kötü olmuştun. ağzının içi aftlarla dolmuş yavrum. ateş ve ellerinde ayaklarında kırmızı döküntüler vardı. kıyamam ya, yürümeyi yeni öğrenmiştin ama yürüyecek hal bulamıyordun. nolur sen hiç hasta olmaaaa… o bitti nezle ve öksürük başladı. ve üzerine menenjit iğneni vurdurduk. inşallah hastane faslını kapatmışızdır bu seneki…
*dişlerini fırçalaman için teşvik etmeye başladım seni. beraber banyoya gidiyoruz. seni kucağıma alıyorum. senin de diş fırçan var bayağı zamandır. onu sana veriyorum ben kendi fırçamı alıyorum. ben dişlerimi fırçalarken çok hoşuna gidiyor. izliyorsun ve elindeki fırçanı ağzına sokuyorsun. yavaş yavaş alışmalısın… akşamları eve gelince yemek yememizi beklemeden beni banyoya götürüyorsun. diş fırçalıyacakmışız :)))
seni çok seviyoruz egem… canım oğlum benim.