egem,
aylar su gibi akıp geçiyor. 20 ay, dile kolay. 2 yaşına sadece 4 ay kaldı. sen büyüdükçe daha güzelleşiyor hayatımız. seninle çok eğleniyoruz.
mesela yukarıdaki fotograftaki gibi biraz su görsen dayanamıyorsun. benim gibi su kuşu oldun galiba. o soğukta bile o su ile oynamak istedin. kollarının ıslanması umurunda bile değil 🙂 bıcı bıcı yapmaya bayılıyorsun. tabi o da benimle olursa. şu sıra babanla duşa girmiyorsun. eskiden girerdiniz. hergün banyo yapıp yapmayacağımızı, bir elini göğsüne sürüp soruyorsun 🙂 öyle tatlı oluyorsun ki…
banyoda uzun zaman geçiriyoruz. şimdilerde hava soğuk olduğu için küvetini doldurmak yerine küçük bir leğen koyuyorum önüne. içine su dolduruyorum. sen de oyuncaklarınla birlikte içine girip uzun zaman oynuyorsun. o sırada bende seni yıkıyorum. sen saçlarımla oynuyorsun. işimiz bitince seni bir güzel bebeyağı ile yağlayıp bornozunu giydirip babana teslim ediyorum:)) tatlı oğlum benim.
haftasonları seni sık sık bu oyun alanına götürmeye devam ediyoruz. gündüzleri babaannen seni açık parka götürüyor. park delisi oldun. yine düzenli olarak hergün parka gidecek miyiz diye soruyorsun. o da şöyle ; pa kaaa? pa kaaa?
bu ay arabamız bozuldu. 1 hafta tamire gidince hafta sonu dedeni arabasız bırakmayalım dedik ve beraberce ilk otobüs denememizi yaptık 🙂 sessizce çevreyi gözlemledin. dışarı baktın. içerde insanlara baktın. ama en çok benim kucağımda oturmayı sevdin galiba :))
yine bir park günü… farkındaysan bir çok fotografında suratın asık. pek gülen bir bebek değilsin. güldüğünde de bıyık altından öyle gizli gizli gülüyorsun. sanki gülmek çok ayıp demişiz gibi sana :)) benim gibi her daim güler yüzlü bir annenin senin gibi bir oğlu oldu ya :)))
babanla yatak muhabbetleri… sanırım seni uyutmaya çalışmış ama görünüşe göre pek başarılı olamamış :))
bu ay ilk defa seninle kuaföre gittik. ama sanırım uzunca bir süre bir daha götürmeyeceğim. çünkü kuaför saçımı yaparken sen ağlamaklı oldun ve kucağımdan inmedin. sanırım bana birşey yapıyorlar sandın. tam olarak anlayamadım da 🙂 canım oğlum benim… kuaföre annesinin yanında bisikleti ile gelen bir arkadaşından denemek için aldık bu bisikleti. sanki kullanabilecekmişsin gibi…
babaannenin ve dedenin doğum günleri aynı ayda. bu ay beraberce kutladık. sen mum olayına biraz sıkıldın. ne olduğunu anlayamadın galiba. 2. doğum günü partine kadar seni mum üflemeye alıştırmak lazım bebeğim 🙂
ekran bağımlılığın yavaştan başlar gibi oldu bu ay. eve gelince cep telefonlarımızı saklıyoruz artık. henüz youtube’u felan keşfetmedin ama galeriye girip fotograflara ve daha da önemlisi vidolara bakmayı çok seviyorsun. her şeyi kendin yapıyorsun. telefonu açmak, galeriye girmek, sayfaları sürüklemek, videoları başlatmak, bitince yenisine geçmek… bayılıyorum o minik parmaklarınla o işleri yapmana ama telefonu eline alınca muhabbeti kesip başka bişey görmüyorsun. üzülüyorum. istiyorum ki, oyna zıpla, bişeyler yap… öyle ekrana takılıp kalma…
sanırım annelik böyle bişeymiş 🙂 öğrendim sayende bebeğim. iyi ki varsın… gelsin 21. ayın… 😉
seni çok seviyorum.