canımın içi egem, aylardır tüm kış aylarında her gün sayıkladığın tatil ayları geldi. bu yaz tatilimizi temmuz ayında yaptık. önce kaş’a gittik bir hafta sonrasında yine klasiğimiz olan datçaya. sudan hiç çıkmadın diyebilirim. benim canım su kuşum. deniz aralarında çevrede ne kadar antik kent varsa gezdik. çoğunda hep mızırdandın ama yine de bize ayak uydurdun canımın içi.
sagalassos antik kenti…
kaş merkezde gezerken anne beni atatürkle çeker misin dedin. 🙂
myra antik kenti…
noel baba kilisesi…
likya müzesi
xanthos antik kenti
veeee datça günleri…
senin delikanlılık hallerini düşünemiyorum bile egem. şu duruşunu seveyim senin… ne kadar yakışıklı ve havalı bakmışsın öyle…
eve dönmeden yine akyakaya uğradık.
pamukkaleye uğramadan dönmeyiz eve 🙂
cep telefonu ile çektiklerimiz de burada dursun hatıra…denize girmeye doyamayınca sen, bursa yakınlarında da eğerceye gittik.
evet yaz tatili olayımızı da burada kapatıyoruz. seneye yine sahillerde görüşürüz :))
işte geldi bütün yıl beklediğin tatil zamanı… bütün yıl ağustos ayını bekledin. anne oğustos gelmedi miiii diye sordun. hatta annanen temmuzda bodruma gidince annaneme oğustos gelmiş bize gelmedi demiştin 😀
bir hafta beren ve eymenlerle kamplı tatil yaptık. çadır tatilini de çok seviyorsun. berenle de iyi anlaştığınız için onlarla tatil güzel geçti.
uzun zaman sonra ilk defa dilim karpuzu ısırarak yedik sahilde 🙂
çeşmeden sonra sığacık ve güzeldereyi gezdik.
veee datçaaaa….
eski datçada can yücelin evinin önünde de bir fotografın olsun di mi…
her yemekten sonra ilk işimiz iskelenin altındaki balıkları beslemekti. sen daha konuşamazken bitelere mami derdin. yani balıklara mama 😀
çocukları oyalama zamanı. bizim de kahve keyfi zamanımız 🙂
ada bu sene sana menin egem dedi hep. eve döndükten sonra da menim egem diye devam etmiş 🙂 canım adam…
derin ablanın amcasının eşi nadya’nın yaptığı resim bu yazdan bize kalan en güzel hediye oldu. seninle sahilde kumla oynarken meğerse o da bizi çiziyormuş.
çok ama çok güzeldi bu yıl da datça. çok eğlendik çok dinlendik ve çok çakıl taşı topladım ben 🙂
beraber nice tatillerimiz olsun egem. seni çok seviyorum bebeğim.
egem, sonunda deniz zamanı geldiiii… denizi suyu o kadar çok seviyorsun ki…
bu sene ilk durağımız bozcaada oldu. bozcaada ile ilk defa tanıştın. suyu biraz soğuktu ama aldırış etmedin açıkçası. titreye titreye girdin denize 🙂
artık benim fotograflarımda çok tatlı bir konu mankeni oluyorsun. fotograflarım seninle ayrı güzel oluyor 🙂
hayvan sever bir oğlum olduğu için çok mutluyum.
sıkıldığın da oluyor arada.
süpermenim benim…
en sevdiğin şeylerden biri de yel değirmenleri. gitmesek olmazdı di mi 🙂
feribotu da çok sevdin. feribot karşıya geçene kadar dönüp durduk içinde 🙂
bir bozcaada hikayesi bu senelik burada sona erdi. bakalım sen hayatın boyunca kaç kere gideceksin bozcaadaya 🙂
bozcaadadan çıktıktan sonra altınoluk-çanakkale arasında kalan mıhlı çayına da uğradık. baban taş köprüyü çekmek istiyordu. oradan bergamaya geçecektik ama yetişemeyeceğimizi anlayınca zuzu ablanda ayvalıkta bir gece konakladık. ertesi sabah erkenden bergamaya gittik ve oradan da datçaya geçtik…
datçada bizi derin ablanla ada bekliyordu. bu yıl yine geçen yılki gibi esin teyzenlerle birlikte yaptık tatilimizi.
en sevdiğin oyun babanı iskeleden denize atmak… 🙂 seneye belki kendin de atlamayı öğrenirsin…
kolluklarınla korkusuzca giriyordun denize. hatta ayaklarının yere değmediği yerlere bile gidiyordun bizimle…
datçadan yine güzel anılarla ayrıldıktan sonra eve dönerken burdurdaki salda gölüne uğradık.
en büyük hayranınızım ege bey :)) bana bu üstteki fotografı imzalar mısınız? :))
çok seviyorum çok… ama öyle böyle değil yani 🙂
güzel anılarla dolu bir tatil daha geçti… seneye yaza görüşürüz 😉
bu sene muhteşem bir tatil yaptık beraber. bunda esin teyzenlerin de bizimle olmasının da payı vardı tabi. çünkü derin ablan ve ada ile çok eğlendin.
böylesine güzel bir doğa içerisinde ve sadece bize ait bir koyda, datçadaydık bu yaz. adını da yazayım belki yıllar sonra gitmek istersin. perili bay resort otel, kesinlikle tavsiye ediyorum 🙂
datçaya gitmeden önce yolumuzun üzerinde olan efes antik kentine uğradık.
antk kentin girişinde hayran olduğun makinayı görünce dayanamadın indin arabandan ve yanına gidip hayran hayran inceledin. bide güzel poz verdin ki önünde 😀
yazın seni oyalamak kolay oluyor. bu dondurma ile neredeyse tüm efesi rahat rahat gezdik :))
dondurmadan sonra saldık seni antik kalıntıların arasına. gönlünce gezdin ve çok sevdiğin kumlarla oynadın baya.
sonrasında otelde arkadaşlarımızla buluştuk. deniz bir harikaydı.
bayıldın bayıldın denizde yüzmeye. bir güzel de atıyorsun ki kendini sığ suya… sanırım artık hazırsın yüzmeye. bu kış bir yüzme kursu bulayım sana 🙂
sabah uyandığında babanla şöyle bir sahil keyfi yapıp geliyordunuz beni uyandırmaya 🙂
sabah kahvalti ile başlıyordu birlikteliğimiz. mahmur mahmur bir iki lokma yedikten sonra doğru denize koşuyordunuz…
sonra öğlen yemeği 🙂 ada kendi mamasını yediği gibi bir de senin tabağındakileri de yiyordu 🙂 çok tatlıydınız…
arada kitap okumaya fırsat bulurum diye kitabımı getirmiştim ama yanılmışım 🙂 bu fotoyu da mahsuscuktan çektim 🙂
en sevdiğin oyun ise babanın iskeleden atlamasıydı. sevinçten zıplıyordun 🙂
denizin içinde çeşit çeşit balık vardı. büyüklü küçüklü bir ton balık. babanla onları seyrettiniz hep. yemekte yanımıza ekmek alıp balıklara atıyordun. bitelere mamiiiiiii = balıklara mama :)))
bu pozları yakalamak için baya bi uğraştım. benim yakışıklı oğlum…
öğleden sonra biraz uyuyordun odada. ben de seni bekliyordum canımın içi.
bir günümüzü de datçayı gezerek geçirdik.
knidos antik kentine gittik.
derin ablanla taşların üzerinde aralarında gezip durdunuz. baban da çekim yaptı.
günler çok güzel geçti tatilde. öyle ki bir gün daha uzatıp tatilimizi esin teyzenlerle birlikte otelden çıkmak istedik.
ada arkadaşın ile seni çok benzettiler. hatta ikiz sandılar önce. sonra abi kardeş herhalde dediler :))
nasıl güzeldi bu sene ki tatilimiz. iyi ki hep beraber olmuşuz. o kadar rahat ettik ki. sen mutlu olunca biz de çok mutluyduk. yedik içtik denize girdik muhabbet ettik. sen hiç olmadığın kadar halinden memnundun. keşke böyle bir yerde evimiz olsaydı da sen hep böyle büyüseydin. çok sevdiğin deniz ve kum içinde…
otelden ayrılmadan önce hep beraber bir hatıramız olsun istedik. inşallah tekrar birlikte tatil yapmak ümidi ile evlerimize döndük.
dönüş yolunda geçen sene tatil yaptığımız akyaka da azmak nehrinin kıyısında çok beğendiğimiz bir cafe vardı. oraya uğrayıp bir kahve molası verdik. nehir cafenin de içinden aktığı için sen orayı da çok sevdin 🙂
oğlum, sen büyüdükçe seninle paylaştığımız her şey çok keyif verici oluyor. umuyorum ki bu keyif ömür boyu her anımızda da olur. seni ve seninle yaptığımız her şeyi çok seviyoruz.
datçadan topladığım çakıl taşları ile de bu çerçeveyi yaptım. hatıra…
İlcebay ailesinin yeni ferdi Ege İlcebay'ın kişisel bloğu