sana ayakkabı almaya gittiğimiz gün, ilk defa bir alışveriş merkezinde beraber yürümüş olduk. burada kaydı kalsın dedim 🙂
ne büyük keyif… canımsın sen benim…
canım oğlum,
15 ayın geride kaldı. 18 ekimdeki dr. kontrolünü bu haftaya ertelemiştik. sanırım iyi denk geldi çünkü dün gece inanılmaz derecede ağladın. burnun tıkandı, uyuyamadın… dr. serpil yılmaz ablana bir gittik ki onlar da hasta. maske ile sana baktılar. onları maske ile görünce korktun. seni daha önce hiç böyle görmemişler öyle dediler.
sanırım nezle salgını var. burun sıpreyi ve öksürük şurubu verdi. ki daha akşamında hemen öksürmeye başladın.
bu arada genel kontrolünü de yaptı dr. ablan. 12 dişin varmış. şok olduk 🙂 baktırmadığın için ağzında kaç diş var bilemiyorduk 🙂 iki tane de kabarmış köpek dişlerin varmış. tam da hastalığınla birleşince iyice keyfin kaçtı.
boyun 78,5 cm olmuş, kilon 10 kilo100 gr. baş çevren 47,7 cm.
bu ay söyleyebildiğin kelimeleri de not aldım 🙂
babiiiii ge = baba gel 🙂
kaggaiiii= kaşık
tokkaiii= toka
abiiiii = abi
annnnnee ge= anne gel
ya yaaaa = yağmur yağıyor
ay dididididi = ay dede
memmyyy= emzik
mammyy = mama
parmağımızdan tutarak yürüyebiliyorsun. arada parmağımızı bırakınca kendi kendine de çok güzel bir kaç adım atıyorsun. çok mutlu oluyoruz. çünkü inanıyoruz ki sen yürümeye başlayınca seninle gezmek daha güzel olacak. herkes daha zor olacak diyor ama olaya olumlu yönünden bakmak lazım. kucakta ne yapmak istediğini anlamadan bir o tarafa bir bu tarafa taşımak seni daha zor oluyordu.
ilk ortopedik ayakkabılarını aldık bugün sana. bir de ona uygun güzel bir mont aldık ki çok tarz oldun yahuuuu 😉
her geçen gün geliştiğini, yeni şeyler öğrendiğini görmek çok güzel oğluşum…
seni çok seviyoruz bitanemiz…
seni var ya yerim çocuk :))
almış eline tornavidayı babayı taklit ediyorsun.
baban da hiç bozuntuya vermemiş hani, işin vahameti ile sana öğretiyor işi 😀
ve işte tekbaşına hallederim ben bunu deyip alıyorsun sazı eline 😀
tatlı oğlum benim. daha babanla neler neler yapacaksınız bakalım ilerde. babandan, bildiği herşeyi öğrenirsen ilerde sırtın hiç yere gelmez egem benim. çünkü baban çok becerikli bir adam bir çok konuda. yani yaşadın, yaşadık 😀
seni çok seviyoruz oğlum…
canım egem,
bugün ilk istanbul gezini yaptın 🙂 seni istanbula götürmeyi çok istiyorduk. biz de gitmeyeli baya olmuştu ve çok özlemiştik istanbul havasını 🙂
şerife teyzen ve ismail amcanla birlikte gittik.
feribotta pek yerinde durduğun söylenemez. yere indin ve parmağımdan tutarak feribot boyunca yürüdük 🙂 ilk yürüyüşünden sonra ilk defa bu kadar uzun yürüdün. yolculara şirinlikler, bir yolcu teyzeden simit istemeler, el sallamalar… daha bi ton sevimlilik halleri ile geçti yolculuk…
yerebatan sarnıcına gittik beraber. baban çekim yaparken ben de seni gezdirdim.
kendi kendimize selfie bile çektik 🙂 azı dişlerini çıkarıyorsun bu aralar. onun için arada dişlerin acıyor galiba ve huzursuzlanıyorsun. o zamanlarda seni tek başıma oyalamam biraz zor oluyor açıkçası.
eminönü, yeni cami önündeyiz… uykudan yeni kalktın. ezan sesine uyandığın için uykunu da tam alamadın 🙂 yüzünden de belli oluyor 😀
ortaköyde gezdik, kumpir yedik, sen bir kaç köpecik sevdin, salıncakta sallandın…
ve istiklalde bir ege! senin o el sallamanı yerim çocuk 🙂
sanırım senin yanında pasta siparişi vermem bir hataydı :)) ama arada ufak kaçamaklar olur di mi… (ikimiz için de diyorum 😉 )
çikolatalı ege, en sevdiğim!!!! :))
bir istanbul masalının daha sonuna geldik.
bir başka istanbul macerasında görüşmek ümidi ile 😉
seni çok seviyorum oğlum…
oğlum, egem,
bugün hava güzeldi ve biraz hava alalım dedik yine botanik parka gittik. uzun bir yürüyüş ve ardından yayıldık çimlere… evet görüldüğü gibi bağcıklarıma taktın ve çok hoşuna gitti sanırım 😀 ben bağladım sen çözdün, ben bağladım sen çözdün 😀
hiç vazgeçmiyorsun di mi 😀
sonra biraz salıncak sefası yaptın… kaydıraktan kaydın 🙂
seninle zaman öyle güzel geçiyor ki benim her yanı minik oğlum… ellere bak yaaaa…. canımsın sen canım… annesinin bitanesi…
sonra annaneni de alıp beğendik’e gittik.
ve beğendik çocuk kulübü saatin 😀
seni çok seviyorum bitanem…
canımın içi,
2.kurban bayramını yaşadın bu sene… daha nicelerine inşallah hep beraber…
gezmelere giderken arabada uyuyakaldın. senin uykun bizim için herşeyden önemli olduğundan sen uyu diye gideceğimiz yeri es geçip dümdüz devam edince dudaklı köyüne gidiverdik bir anda 😀 ne zaman ki arabayı stop ettik uyandın.
hazır gelmişken bari buranın tadını çıkaralım biraz fotograf da çekelim dedik. ne iyi oldu…
sonra aile ziyaretlerine başladık… babanın filiz teyzesinde kuzenlerle bir aradaydık gördüğün gibi. hepiniz bir olup teyzenin evini talan ettiniz :))
güzel bir gündü… siz mutlu oldukça biz de mutlu oluyoruz bitanem… ne güzel akranın bir ton arkadaş ve akraban oldu. inşallah büyüdüğünüzde de samimiyeti ilerletip kardeş gibi olursunuz.
canım oğlum, baban da ben de seni çok seviyoruz. nice güzel mutlu günlerimiz olsun…
🙂
14 ay geride kaldı. bir ayı geçtim, gelişiminde 1 hafta bile fark edebiliyor bazen. seninle diyaloğumuz arttıkça daha da bir bütünleşiyoruz. hele o espri anlayışın yok mu… beni benden alıyor. gülüşüne bayılıyoruz zaten. nasıl güzel bir gülüşün var bebeğim bir bilsen…
bakışların, gülüşün, duruşun o kadar kendine has ki… bazı bebekler var böyle durduk yere neşelenip kendi kendilerine coşuyorlar. sen öyle değilsin. bizimle birlikte olmayı ve bizimle eğlenmeyi çok seviyorsun. bizimle coşup, esprilerimize karşılık veriyorsun.
bu ay bir azı dişin çıktı ve patlamaya yüz tutmuş sağ alt kesicilerin yanında bir dişin daha çıkacak, bekliyoruz. tabi artık iştahının kesilmesinden anlıyorum diş acının olduğunu. yemek yemeyi iyice azaltıp süte dayanıyorsun yavrum benim. kim bilir nasıl acıyor canın. ve geceleri daha sık ağlayarak uyanıyorsun bitanem. yanında olmaya seni rahatlatmaya çalışıyorum. geceleri sanki daha çok beni görmek istiyorsun yanında. bu yüzden sabaha kadar ben geliyorum uyandıkça yanına. ama şu diş acın olduğunda ne yapacağını, nasıl rahatlayacağını bilemiyorsun ve o zaman baban da uyanmak durumunda kalıyor. inan hiç mühim değil bebeğim uykumuz. sen iyi ol, sen kendini huzurlu hisset, iyi ve mutlu hisset yeter bize…
doktor kontrolümüz olmadığı için boyun ve kilonla ilgili bir bilgimiz yok. ama artık babanın da beli ağrıdığına göre kilonda artış var 🙂
hala yürümeye karar vermedin. ayakta düz duruyorsun, sıralıyorsun ama emeklemek daha kolay geliyor sanırım. yine tabi temkinli yapına veriyoruz ve nasıl istersen öyle olsun diyoruz 🙂 aslında yürüsen dışarıda sen de biz de daha rahat edeceğiz, çünkü dışarda dolaşmak istiyorsun ve kucakta bu çok zor oluyor. her yerde de seni emeklemen için yere bırakamıyoruz.
söylediğin kelimelere gelirsek; ihtiyaç duyduğun her an ”anne!” diyorsun 🙂 kahve dedin bi kaç kez, indir dedin kucaktan inmek için. saçımdaki tokaya ” kokaaiii” diyorsun 🙂 emziğine ”memmyyy” diyorsun. yemek yemek istediğinde ağzını şapırdatıp bazen ”mamy” diyorsun bazen de dudaklarını değişik şekle sokarak ”pak pak” gibi bi ses çıkarıyorsun. ne yaptık ne ettiysek baba dedirtemedik sana. ama çok enteresan babana ”daddy” diyorsun. zaten bi ingilizlere benzer yanın var bide daddy, mamy felan deyince gülüyoruz baya :))
bu ay gezmelerimiz yine boldu. evde durmuyoruz ki hiç. senin canın sıkılmasın diye…
botanik park çok güzel oluyor senin için de.
hem güzel fotograflar çekiyoruz hem de sen gönlünce emekliyorsun…
nazım emre güleç arkadaşın ve ailesi geldi geçtiğimiz haftalarda bize.
çok güzel anlaştınız nazım emre ile. ikiniz de koşar adım emekliyorsunuz, evin içinde salondan mutfağa, mutfaktan salona nasıl emeklediniz anlatamam. bide mutfakta elbirliği yapıp abuc cubur kilerini boşaltıp durdunuz 🙂
8 ay önce biz onlara gittiğimizde çekilen fotograf ile bugünkünü birleştirince ne kadar da büyümüşsünüz… babalar ve oğulları 🙂
şu halini de buraya not etmeden edemicem. yumurta delisi oldun bu aralar. tabi yemek için değil böyle oynamak için. birbirine tokuşturuyorsun sonra kırılanın kabuğunu yiyorsun, içini de gördüğün gibi unufak edip atıyorsun 🙂 kendi yumurtan bitince bizimkileri de isteyip aynı şeyi yapıyorsun…
babanın arkadaşı ersel amcanlara gittik bi haftasonu da… yiğit arkadaşın senden bir yaş büyük ama zamanla onunla da anlaştınız…
bu kare de annanenden. ne zaman annanenin evine gitsek mekanın burası. konsolun üzerine çıkıp oraları karıştırmayı çok seviyorsun.
benim canım oğlum, 14 ayın da geride kaldı böylece… büyü ama çok çabuk olmasın olur mu… o minik eller ayaklar hep bende kalsa keşke… herşeyini çok seviyorum senin, her bir yerini…
benim canım oğlum…
seni çok seviyorum.